Gülçin Işık
Haziran 3, 2024
Yeme bozukluğu, bireyin mental ve duygusal durumundan kaynaklanarak, aşırı yeme veya yetersiz beslenmesi durumudur.
Açlık hastalığı olarak da adlandırılan Anoreksiyada kişiler; besin alımına, kiloya ve zayıflığa karşı takıntılıdırlar.
Zayıf olsalar dahi kendilerini beğenmez ve daha zayıf olmaya çalışırlar. Çok düşük kalorili beslendikleri için vücut ağırlıkları zamanla azalır. Tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Kişi hasta olduğunu reddettiği için beslenme tedavisinin yanı sıra psikoterapide gerekebilir. Birey besinsel ihtiyaçlarına ve sağlık durumuna göre bir beslenme programı takip etmelidir.
Anoreksialı kişi tehlikede olmadığına ve yardıma gerek duymadığına inanır.
Aşırı besin tüketiminden duyulan suçluluk nedeniyle kusma, laksatif veya diüretik kullanımı ile tanımlanabilecek bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu tip bireyler genellikle standart ve hızlı kilo verdiren bir diyet uygular ve bunun sonucu olarak açlık krizine girerler. Açlık krizinde kendilerini kaybederek hızlı ve çok miktarda besin tüketirler ve sonrasında pişman olarak kusarlar. Bulmia hastalarının mutlaka kendi durumlarına uygun bir beslenme programını takip etmeleri gerekir.
Bulimialı kişi ise sorunun farkındadır ama tekrar kilo alma korkusu ile tedavi görmek istemez.
Sağlıklı beslenmenin takıntı haline gelmesi durumudur. Kişi birçok besinin sağlıksız olduğunu düşünür, sağlıksız her şeyin en doğalını bulmayı amaçlar, enerjisi düşük besinleri tercih eder ve çok az yemek yer. Bu kişilerin sağlıklı ve kişiye özel bir beslenme programı takip etmesi gerekir.
Yeme davranış bozukluklarında tedavi zordur ve sabır gerektirmektedir. Aile, psikolog ve diyetisyen desteğinin bir arada olduğu tedavi ile etkili sonuçlar alınabilmektedir. Aksi takdirde yeme bozuklukları; fiziksel, psikolojik sonuçlar doğurduğu gibi kronik hastalıkları da beraberinde getirebilir.
Tedavi süreci birkaç aydan birkaç yıla kadar uzayabilmektedir.